Blogi


MERCIFULLY
63, Çankaya, Turkki

BİR süre önce bir grup Amerikalı öğrenci Habertürk'ü ziyarete geldi.

New York'taki Mary's College'dan bir grup gazetecilik öğrencisi. 15 öğrenci.
14'ü kız.
Medyada son 10 yılın en büyük "Başarı hikâyesi" olarak nitelendirdikleri
Habertürk'ü görmek, incelemek istemişler.

Gazeteyi gezdiler, bölümleri dolaştılar. Oldukça şaşırdılar. Amerika'da da
çok gazete görmüşler ama böylesini görmemişler. En şaşırdıkları da
"eğlenerek" gazete yapmamızdı.

Sonra da benim odama geldiler. Sohbet ettik. Önce onlar sordu ben
yanıtladım. Sonra da ben sordum.

"Türkiye'yi nasıl buldunuz"

diye.

Türkiye'den önce bir Avrupa turu yapmışlar, Yunanistan'dan sonra da
Türkiye'ye gelmişler.

"Çok şaşırdık" dediler.

"Niye şaşırdınız" dedim.

"Avrupa'nın pek çok yerinden daha modern, daha güzel ve daha zengin. Çok
aydınlık bir görüntüsü var"

dediler.

"Bunda şaşıracak ne var bu kadar"

diye sordum.

"Orhan Pamuk'u okumuştuk…


17.06.2010
MERCIFULLY
63, Çankaya, Turkki


MERCIFULLY
63, Çankaya, Turkki

Limon suyu ve Sarımsak mucizesi

2 Litre limon suyu, 40 diş soyulmuş ve ezilmiş sarımsak, ağzı sıkı
Kapanan koyu renkli veya üzeri kağıtla kapatılmış bir kavanoz lazım. Limonların suyunu iyice sıkıp kavanoza doldurunuz, soyulmuş 40 diş orta
Boy sarımsağı yıkamadan ve ezerek limonun içine atıp kavanozun kapağını kapatıyoruz, 25 gün boyunca normal ılık bir yerde saklanıp her gün çalkanacak, (sarımsaklar iyice erimiş olacak) 25 gün sonra kavanozu açıp her sabah aç karnına yarım veya içebiliyorsa
Bir çay bardağı içiyoruz kavanoz bitene kadar içilecek, kapağı hep kapalı
Olacak, kavanoza asla su, şeker v.b. karıştırılmayacak ancak çay
bardağına aldığınız kısmını dilersek sulandırarak…


04.03.2010
MERCIFULLY
63, Çankaya, Turkki


Bardağı yere bırakın bugün!

Profesör elinde içi dolu bir bardak tutarak dersine başladı

Herkesin göreceği bir şekilde tutuyordu ve ardından sordu :

"Bu bardağın ağırlığı sizce ne kadardır?"

'50gm!' .... '100gm! '125gm'

..diye öğrenciler yanıtladı.

"Bardağı tartmadıkça gerçekten ben de bilemem," dedi profösör, "ama, benim sorum şu ki :

"Bu bardağı böyle birkaç dakikalığına tutsaydım ne olurdu?"

'Hiçbir şey' …..diye yanıtladı öğrenciler.

"Tamam peki 1 saat boyunca tutsaydım ne olurdu?" diye sordu profesör bu kez…

"Kolunuz ağrımaya başlardı efendim" diye öğrencilerden biri yanıtladı

"Haklısın, peki şimdi ben 1 gün boyunca tutsam ne olurdu?"

"Kolunuz iyice ağrır,…


MERCIFULLY
63, Çankaya, Turkki

Seninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun? Elin elime değmeden avuçlarımı terleten sıcaklığını taa içimde hissetmek. Seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun? ''Seni seviyorum'' sözcüğü dilimin ucunu ısırırken her konuşmamızda boş yere saatlerce havadan sudan söz etmek. Seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun? Aynı şeyleri seninle aynı anda düşünmek birlikte ağlamak gülmek. Ve buradayken bile seni çılgınca özlemek... Seninle olmanın en acı yanı ne biliyor musun? Seni hiç tanımadığım bir sürü insanlarla paylaşmak. Senin yanında olan, seninle konuşan herkesi çocukça kıskanmak. Seninle olmanın en mutlu yanı ne biliyor musun? Tanıdık birileriyle karşılaşma tedirginliği ile yollarda…


02.03.2010
MERCIFULLY
63, Çankaya, Turkki

Türkiye, Amerika, Kanada, Avustralya gibi 200 etnik insan grubunun yaşadığı ülke değildir..


Almanya'da yaşayanlar, Almanyalı değil, ALMAN dır.
Fransa'da yaşayanlar, Fransalı değil, FRANSIZ dır.
İtalya'da yaşayanlar, İtalyalı değil, İTALYAN dır.
Türkiye'de yaşayanlar, Türkiyeli değil, TÜRK tür. NOKTA.....


Atatürk'ten muhteşem bir ders

Konu azınlıklar. İnönü bir yasa çıkarmaya hazırlanıyor. Atatürk'ün huzuruna çıkıyor. Bu muhteşem anekdotu okuyun deriz!

Bugünlerde "özür diliyoruz" kampanyası ile Türkiye yine bir "azınlık" sendromu yaşamaya başladı. İşte bu dönemde Atatürk ile İnönü arasında yaşanan bir olay ders niteliğinde.
Başbakan İnönü saat 18.00 sularında Florya Köşkü'nde Atatürk'ü ziyaret etmiş:
- Hayırdır İsmet... Habersiz geldin.
- Paşam, azınlıklar meselesi...…


MERCIFULLY
63, Çankaya, Turkki


26.02.2010
MERCIFULLY
63, Çankaya, Turkki

Beş cerrah konuşuyorlarmış, hangi hastaları ameliyat etmek daha kolaydır diye...

Birincisi demiş ki:" Muhasebecileri ameliyat etmek en iyisidir, çünkü içini açtığında her şey numaralandırılmıştır"

İkincisi demiş ki: " Yok canım, bence elektrikçileri tercih etmelisiniz, içindeki her şey renk kodu ile sınıflandırılmıştır"

Üçüncüsü demiş ki:" Hadi canım, bence kütüphaneciler en iyisidir, içlerindeki her şey alfabetik dizin içindedir"

Dördüncüsü: " İnşaat işçilerini denemelisiniz, parça artarsa ya da iş uzar ve bir türlü bitmezse onlar seni anlayacaktır"

Beşincisi şöyle demiş: "Hepiniz yanılıyorsunuz, ameliyat edilecek en iyi hasta grubu politikacılardır. Çünkü, yürekleri yoktur, beyinleri yoktur, taşakları yoktur, omurgası yoktur. Sadece…


MERCIFULLY
63, Çankaya, Turkki

BİR DERVİŞTEN NASİHATLER

Emanete ihanet etmeyin..
Halinizden şikayet etmeyin..
Büyüğünüze emretmeyin..
Boş şeylerde ısrar etmeyin...
Cahillerle sohbet etmeyin.
Nefesinizi boşa tüketmeyin..
İnsanları bekletmeyin..
Etrafınızı kirletmeyin.
Hayatınızı mahvetmeyin..
Kimseye minnet etmeyin.
İnsanları yüzüne karşı methetmeyin..
Kimseye küfretmeyin..
Kötülüğe meyil etmeyin..
Malınızı boşa sarf etmeyin..
Sırrınızı açık etmeyin..
Her şeyi merak etmeyin..
Suçunuzu inkar etmeyin...

Şerefinizi kaybetmeyin..
Vatanınızı terk etmeyin..

İyiliğe niyet edin..
Büyüklere hürmet edin..
Sıkıntıya sabredin.
Aza kanaat edin..
Sözünüzde sebat edin..
Bildiğinizle amel edin..
Hatanızı kabul edin..
Yaramaz ise def edin..
Varken tasarruf edin..
Alimlerle sohbet edin..
Nefsinizle inat edin..
Sofranıza davet edin..
Zararlıysa men edin..

Seviyorsanız ifade edin..
Kalpleri fethedin..
Misafire ikram edin..
Muhtaca yardım edin..
Bilseniz de istişare edin..
Tehlikeye dikkat edin..
Hakkı teslim edin..

Unutacaksanız kaydedin..
Esirgemeyin…


19.02.2010
MERCIFULLY
63, Çankaya, Turkki

GÜNAYDIN

Sevginin erdemi

Doktor, 5 yaşındaki küçük çocuğa "Senden bir isteğimiz olacak. Ablanın yaşayabilmesi için kanını vermen gerekiyor; verir misin?" diye sorar. Küçük oğlan çocuğu, aynı hastalıktan yeni kurtulmuş ve kanında virüsü yok eden antikorlar oluşmuştur. Çok ağır durumda olan genç kızın hayatta kalması, o kanın verilmesine bağlıdır. 5 yaşındaki erkek çocuğu bir an duraksayıp, sonra kararını verir: "Eğer kurtulacaksa ablam, tabii ki veririm kanımı"
Kan nakli yapılırken, ablasının gözlerinin içine bakıp gülümsemeye çalışır. Yavaş yavaş kızın yanaklarına renk gelir; buna mukabil, küçük çocuğun yüzü bembeyaz olmuştur. Titreyen bir sesle doktora sorar: "Hemen mi öleceğim doktor amca?"…


Blogi
Blogit päivitetään joka 5 minuutti